1600’lerde Anadolu’ya yabancı gemici ve tacirlerle birlikte tütün giriş
yapmıştır. 1621 yılında Osmanlı İmparatorluğunda yasaklanmış olup, tütün
tohumundan 1633’e kadar vergi alınmıştır. Sultan I. Ahmet, IV. Murat
dönemlerinde yasaklanan tütün, 1646 yılında IV. Mehmet tarafından serbest
bırakılmıştır.
18.yüzyıl’da İstanbul ve Tevahii
Tütün Gümrüğü idaresi kurulmuştur. Cumhuriyet dönemine kadar Samsun’da,
İstanbul’da, Adana’da, Bursa’da fabrikalar kurulmuştur.1911’de Milli Bira Fabrikası Osmanlı A.Ş
kurulmuştur, 1923 tarihinde Devlet İnhisarı kurulmuştur. Cumhuriyetin kurulması
üzerine Tuz İdaresi, geçici bir irade olarak “Tuz İnhisarı” adı altında
faaliyetine başlamış, 1932 yılında Devlet Tekellerinin birleştirilmesi ile
Tekel Genel Müdürlüğüne devredilmiştir. Yine aynı dönemde İstanbul(Paşabahçe) İçki Fabrikası faaliyete geçmiştir[1].
1925’te Urfa, Malatya, Diyarbakır ve
Bitlis Tütün atölyeleri açılmıştır. 1927’de Tekel İdaresi Maliye Bakanlığı
bünyesinde müdürlük oluşturulmuştur. 1932 yılına kadar tek başına faaliyet
gösteren müdürlük, faaliyetlerinin 1932 yılından itibaren İnhisarlar İdaresi
Umum Müdürlüğü bünyesinde devam etmiştir. Aynı yıl Bitlis’te Sigara Fabrikası, Ankara’da Tuz İnhisarı Umumi Müdürlüğü
kurulmuştur. Müskirat İnhisarı bünyesinde “Müskirat
Laboratuar ve Kimyahanesi” kurulmuştur.
1930 yılına gelindiğinde Gaziantep
ve İstanbul İçki Fabrikaları da üretime başlamıştır. Tekirdağ İçki Fabrikası 1931 yılında kurulmuş, 1932’de Büyükdere Kibrit Fabrikası açılmıştır.
1938 yılında Rize’de Çay İdaresi
kurulmuş ve üretime başlamıştır. Yine aynı yılda Sungipek Fabrikası açılmıştır.
1939’da Malatya Sigara Fabrikası
kurulmuş, 1942’de Elazığ Şarap Deneme Evi
açılmıştır. 1943’te Ürgüp Şarap Fabrikası
1944’te Kırıkkale, Tokat Şarap
Fabrikaları ile Kilis Suma, Karaman
Suma İşletmeleri kurulmuştur. 1948’de İstanbul
Maltepe’de Sigara Fabrikası için anlaşmalar yapılmıştır[2].
İlerleyen dönemde 1962 yılında Çanakkale Şarap ve Kanyak Fabrikası, 1966’da
Şarköy Şarap İmalathanesi ile Uçmak Dere Şarap İmalathanesi
kurulmuştur. 1985’te Tokat Sigara
Fabrikası kurulmuş, 1992’de Nevşehir
İçki Fabrikası, 1993’te Kelkit Kibrit
Fabrikası, 1995’te Alaşehir Suma
Fabrikası kurulmuştur.
Günümüze kadar Tekel Binaları çeşitli nedenlerle el değiştirmiş, bazıları
kapatılmış ve yıkılmıştır.
2.Cumhuriyet Dönemi Tekel Binaları
Atatürk Orman Çiftliği Fabrikaları;
modern tarım ve sanayi tekniklerinin ilk defa uygulandığı bir kent çiftliği
olarak genç cumhuriyet için bir üretim modeli oluşturması amacıyla 1925 yılında
Mustafa Kemal tarafından kurulmuştur. Bataklık ve çorak olan alan kurutularak
ve tarım için ıslah edilerek tarımsal üretimde öncü olacak bir çiftlik
kurulması amaçlanmıştır[3].
Makineli tarıma geçiş için tarım aletleri üreten bir atölye kurulmuş,
üretilen aletler çiftçiye tanıtılmış, kullanım konusunda kurslar verilmiş ve
çiftçinin bu aletleri ucuza temin etmesi sağlanmıştır. Çiftçinin elinde bulunan
hububat cinsleri ıslah edilmiş, İç Anadolu Bölgesi’ne uygun yeni türler
araştırılmış ve köylüye dağıtılmıştır. Hayvancılığı geliştirmek için ise
verimli iyi cins hayvanlar yetiştirilip çoğaltılmış ve yine köylüye
dağıtılmıştır.
Çiftlik bünyesindeki meyve suyu fabrikası, bal ve dondurma fabrikası,
ziraat aletleri ve demir üretim ve onarım fabrikası, yapağı ve tiftik üretim
merkezi, güvercin üretim merkezi ile süt ve süt ürünleri imalathaneleri, deri
fabrikası, malt ve bira fabrikasıyla halka ucuz ve temiz sebze, meyve, süt,
meyve suyu, alkol ve gıda satışı sağlanmıştır.
Bira Fabrikası; yerleşkedeki merkezi konumu,
çalışanlara sunduğu barınma mekânları, demiryoluna ve yönetim birimlerine yakınlığı ve ölçeği ile Çiftliği
dönüştüren/değiştiren ana yapılarından
birisidir.İstanbul’daki mevcut Bira üretiminin tümüyle
sonlandırılarak Çiftlik’te büyük bir fabrika kurulması kararı beraberinde, yukarıda da değinildiği gibi konuyu,
işin içine kent plancısı
Jansen’i de katan, kendi ölçeğinde bir imar programına dönüştürmüştür.
Atatürk Orman Çiftliği’nde
Egli’nin tasarımı olan Bira Fabrikası’ndan önce Türkiye’de 1928’den itibaren bira üreten tek şirket İstanbul’daki
“Bomonti-Nektar Müteahhit Fabrikaları Anonim Şirketi”dir. Cumhuriyet’in ilanından önce çok fazla yaygın
olmayan biranın, Cumhuriyet Dönemi’nde halk içkisi haline getirilerek yaygınlaştırılması gündeme gelir.
İnsan sağlığına zarar
veren ağır içkiler yerine, hafif bir içki olan birayı Türkiye’de
yaygınlaştırmak, bu yolla ziraat alanında, Anadolu’nun ortasında yeni bir gelir kaynağı oluşturmak
amaçlanmıştır. İstanbul’daki bira üretimi sürmekle birlikte 1934 yılında Atatürk Orman Çiftliği’nde yeni bir
Bira fabrikası kurulur.
Ankara’nın başkent kimliği, Orta Anadolu’nun sosyal kalkınmasının kaynağı olması, demiryollarının
sağladığı ulaşım kolaylığı, biranın hammaddesi olan arpanın yetişiyor olması,
fabrika için gerekli olan iyi
kalitede su kaynaklarının bu bölgede bulunması, Fabrikanın Ankara’da kurulmasının nedenleri olarak gösterilir[4].
Bu ilk fabrika, demiryolunun
hemen güneyinde, bugünkü bira fabrikasının bulunduğu alana yapılır. Küçük bir
üretim tesisi olan Bira Fabrikası, doğu-batı doğrultusunda iki katlı yatay bir
kütle ile bunun doğusundaki dikey kütlenin birleşmesinden oluşmuştur. Yapının güney
cephesinde yatay dizi oluşturan pencereler ve geniş bir balkon düzenlemesi
bulunmaktadır. Günümüzde özgün hali ile korunmaya çalışılan Atatürk’ün çalışma
odası da bu ilk binadadır.
1937’de Yeni fabrika yapıldıktan sonra,
yönetim birimlerinin bu eski fabrika binasında çözümlendiği anlaşılmaktadır. Egli’nin
tasarımı olan yeni Fabrika ise işlevsel gerekçelerle eski fabrika ile aynı
yerde yapılmıştır. Mevcut bina yıkılmamış, fazla kapsamlı olmamakla birlikte,
planında ve arka cephesinde bazı değişiklikler ve onarımlar yapılarak yeni
binanın doğudaki kütlesine bir köprü ile bağlanmıştır.
Ankara, Tekel Başmüdürlüğü; 1928
Yılında “Tekel Başmüdürlüğü” olarak yapılan Kubbeli Tekel Binası Bankalar
caddesi üzerinde, ayakta kalmaya çalışan tarihi binaların arasında en görkemlilerindendir[5].
Kediseven sokağının tam köşesinde bulunan bina, uzun yıllar Tekel
Başmüdürlüğü olarak hizmet vermiş, Bankalar caddesinden geçen körüklü
otobüslerin, hiç durmadan akan trafiğin yarattığı sarsıntılar binaya zarar
vermeye başlayınca Tekel Başmüdürlüğü temellerini sağlamlaştırılmak üzere
çalışmalar başlatmıştır. Kazıklı bir sistemle binanın sarsıntılardan
etkilenmemesini sağlamaya çalışılmış ancak, Tekel’ in özelleşme kapsamına
alınmasıyla birlikte, çalışmalar durdurulmuştur.
Selçuklu ve Osmanlı mimari elemanları ile biçimlenen bu yapılar yarım kat
bodrum üzerine inşa edilmiş, ön cepheleri girişe simetrik tasarlanırken, arka
ve yan cepheleri daha sade tasarlanmıştır. Yapılarda köşe kütlelerin yükseltilerek öne çıkarılması, katların silmelerle
ayrılması, geniş saçaklarda Selçuklu motiflerine yer verilmesi, her kat için
farklı biçimde kemerli pencereler, çıkmalar, kubbeler ve plasterlerin
kullanılmasıyla bu yapılar I. Ulusal Mimarlık Akımı’nın özelliklerini
yansıtmaktadır.
Yapıların iç mekân tasarımlarında sütun başlıklarında, demir
parmaklıklarında, alçı kabartmalarda ve taş rozetlerde de Osmanlı ve Selçuklu
Mimarlığı’nın süsleme ögeleri kullanılmıştır. İç mekânlarda geniş hollerin
üzeri çağın yeni malzemesi çelik ve cam ile örtülmüştür.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiFt8xvNqU0YJt5CILDFA5vSJG8UJkXN-YWuOAkFwItY0imPkdxq-dOBecK_v8R_pwUbn3KuZUoFTWGkuL9xkebsobZXJg7O-AmVctZTp16RuTwgha32CUORM0xoBewKRBqaBA6bkbywO0/s320/677244100726.jpg)
Orijinalinde zemin ve iki kattan oluşan yapının daha sonra eklenen 3.
katı, cephe özellikleri bakımından genel cephe karakterinden farklılaşmaktadır.
Yapının birinci ve ikinci katında görülen birinci ulusal mimarlık akımının
karakteristik repertuarı olan sivri kemerli pencere düzeni, ikinci katta arası
plasterlerle ayrılmış olan ikili pencere tipine dönüşmüş ve sivri kemerli
pencerelerin üzerine çini panolar eklenmiştir.
Cepheler dikkat çeken bir diğer unsur, iki kat boyunca devam eden
çıkmalardır. Gerek çıkma düzeni gerek çıkmaların altında izlenen konsollar
geleneksel mimariye gönderme yapmaktadır. Yapının güney kullanımında, yan
parselde yer alan yeni yapı ile mekânsal bir bağı vardır.
İstanbul, Mecidiyeköy Likör
Fabrikası; 1930–1931 yılında Mallet-Stevens'ın simetrik olarak
yerleştirilmiş düz çatılı kübik formları; yatay doğrultuyu vurgulayan
dikdörtgen açıklıkları, eğik elemanlar tarafından desteklenen, binayı saran
saçağı, dikme ve lentolarla desteklenen baca ve üç kat yüksekliğindeki üretim
salonlarını örten sırlı tuğladan strüktürüyle yapılmıştır[7].
Türkiye'deki rasyonel-modernist endüstriyel mimarlığın en erken
örneklerinden birini oluşturmuştur. Yapı aynı zamanda mimarın Türkiye'deki
belgelenmiş tek çalışmasıdır. Fabrika kurulduğunda, geleneksel içkiler olan
şarap ve rakı dışında alkollü ürün imal edilen ilk tesis olmuştur ve günümüzde
de, dünyada doğal meyve ve malzemelerden likör üretilen çok az merkezden
biridir. Bugün, korkuluklar ve aydınlatma elemanları dâhil olmak üzere çoğu
mekanik ve mimari eleman korunmuş durumdadır.
İstanbul Paşabahçe, Rakı ve İspirto
Fabrikası; İnhisarlar Umum Müdürlüğü tarafından, Paşabahçe’de, yönetim
binasının diğer tesisleri yanında bir rakı fabrikası yapılmasına karar verilmiş
ve 1937 yılında yapımına başlanmıştır. Fabrika 1939’da açılmıştır. Arazinin kötü
şartlarına rağmen bina yerine iyi bir şekilde oturtulmuştur. Binanın, plânı
rakı çıkaran imalâthaneler tetkik edilmek ve idarenin ihtiyaçla göz önünde tutulmak
tanzim edilmiştir.
Bina tamamen betonarmedir.
İmalathane, blok kaya bir zemin üzerine oturtulmuştur. Arazi sahile doğru,
çürük ve dolma bir karakter göstermektedir. Rakı imalâthanesi müteaddit katlan teşkil
eden blokta toplanmış, tek katı teşkil eden kırma çatılı kısım mamul rakıların
piyasaya gönderilmesi için icap eden işçiliği yapmağa tahsis edilmiştir. Deniz
cephesine de yönetim binaları yapılmıştır[8].
Diyarbakır’da Tekel İdaresi’ne ait olan fabrika, 1932 yılında işletmeye
açılmıştır (Beysanoğlu, 1963:269). Diyarbakır Tekel Müdürlüğü Binası da aynı
dönemlerde inşa edilmiştir. Tekel Müdürlük Binası, Sur dışında yapılan ilk
yapılar arasındadır. Surların kuzeybatısında sonradan açılan Çift Kapı’dan
geçilerek ulaşılan bulvar üzerinde; Vilayet, Tarım il Müdürlüğü, Yenişehir
İlköğretim Okulu, Karayolları gibi dönemin özellikli yapılarının yer aldığı alandadır.
Geleneksel mimari, yapım detayı ve yapım malzemesinin kısmen kullanıldığı
yapı iki katlıdır. Tekel Müdürlük Binası olarak yapılmış bina, günümüze kadar
özgün işlevini devam ettirmiştir. Yapılan özelleştirme çalışması kapsamında
boşaltılmaya başlanmıştır.Avlulu düzendeki yapının, caddeye bakan batı kanadında satış, pazarlama
ve idari birimler, avluya bakan kısmın zemin katında yemekhane, üst katında ise
lojman yer alır. Yapıya ait depo Sur içindeki Melek Ahmet Paşa Caddesi’nde yer
alır.
Üç yarım daire kemerli revaktan girilen yapının üst katında, kemerleri
tamamlayacak şekildeki yüksek dikdörtgen pencerelerin üstü sağır basık
kemerlerle tamamlanmıştır. Alt katın sade görüntüsüne karşın, üst kat beyaz
kalker taş sıraları, döşeme ve saçak kotundaki silmelerle zenginleştirilmiştir.
Üst kattaki lojmanların cepheye bakan balkonları taş bingiler üzerine
oturtulmuştur. Yapının geriye kalan kısımları daha sade biçimde ve sıvalıdır.
Kuzeydeki kemerli geçitten hem avluya, hem de lojman bölümüne geçilmektedir.
Cephe, kemerli geçit ile üzerindeki dişli konsol şeklinde çıkarılmış mekânlarla
hareketlendirilmiştir.
Diyarbakır İçki Fabrikası; Diyarbakır’da
ilk devlet işletmesi, 1932’de kurulan ve Tekel İdaresi’ne ait olan İçki Fabrikası’dır.
Uzun yıllar kentin tek büyük işletmesi olarak kalmıştır. Bugün 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi olarak
kullanılmaktadır[9].Tekel İdaresi tarafından, Dağ Kapı civarında, 7.500 m2 arsa üzerinde, 1933’te
yapımına başlanmıştır. Avlulu plan düzenindedir
ve iki katlıdır. Yapının dışından binanın ortasındaki avluya geçiş, geleneksel
kent dokusunda görülen ve kabaltıya benzeyen uzun bir koridordan sağlanır.
Zemindeki pencereler bazalt taş söveli ve basık kemerli, üst kattakiler ise düz
ve dikdörtgen formdadır. Üst örtüsü geniş saçaklı kırma çatıdır.
İnhisarlar Umum Müdürlüğü; eski
Başbakanlık binası olarak kullanılmıştır. 1934 yılında yapı için açılmış
uluslararası yarışmada birincilik kazanmıştır. 1937'de orijinal tasarımı
değişikliğe uğrayarak kısmen inşa edilmiştir. İnhisarlar Umum Müdürlüğü binası,
Eldem'in erken döneminde Modernizm çizgisine uygun en büyük kamusal yapısıdır.
Mimar yarışmanın ardından projelendirdiği yapıyı Türkiye'deki ilk modern
tasarım olarak nitelendirmiştir[10].
Dört tarafı yapı ile çevrili büyük bir dikdörtgen avludan oluşur. İki
karşılıklı kanat beş katlı ofis bloklarıdır. Diğer iki kanat giriş holü,
oditoryum, toplantı odaları ve ön cephede garaj, servisler ve kafeterya gibi
büyük mekanları içerir. Yapının çift sürme pencereleri mimar Ginter tarafından
tasarlanmıştır. Binanın betonarme iskeletinin dolgu malzemesi taş ve tuğladır,
dış cephe pembemsi yapay taş ile kaplıdır.
Balıkesir Tekel Binası; yapı
günümüzde, Sütlüce Mahallesi, Sındırgı Caddesi üzerinde yer almakta olup, 41
pafta 1148 ada 259 parsele kayıtlıdır. Yapı, yüzyıl başlarında inşa edilmiş
olan Tekel Binası ile birlikte kentte I. Ulusal Mimarlık Dönemi biçimlenme
karakteristiklerine benzer biçim özelliklerine sahip olan iki örneği
oluşturmaktadır.Yapının mimarı ve yapım tarihine ilişkin bilgiye ulaşılamamıştır, ancak
1940 yılından önceki bir dönemde yapılmış olduğu bilinmektedir[11].
Yapı, yaklaşık doğu-batı yönünde düzenlenmiştir. Ön cephesi, doğu
yönündedir. Yerden yaklaşık bir metre yükselen bodrum üzerine, iki kattan oluşmaktadır.
Armatürlü som betondan inşa edilmiş olmalıdır. Beden duvarları üzerine, bir
çatı yerleştirilerek iki kademe halinde yapılandırılmıştır. Ahşap
bindirmeliklerle desteklenen geniş saçaklı beton bir zemin üzerine, kırma bir
çatıyla örtülmektedir. Yapının ana giriş kapısı, ferforje, pencereleri ise,
özgün halinde ahşaptır.
Yapının yan cepheleri, dikey kesitte, simetrik bir düzende olup, zemin ve
birinci katta, aynı düzende, beşerli bir pencere dizisi yer almaktadır. Zemin
katta, dikdörtgen pencereler kullanılırken, üst katta, pencî sivri kemerli
pencereler kullanılmıştır. Kuzey cephesinde ayrıca, bodrum girişi yer
almaktadır.
MESUT ÇELİK
[1] http://www.ttagayrimenkul.gov.tr/tr/kurumsal/sirket/tarihce.aspx
(Erişim Tarihi, 10.05.2016, 15.04)
[2] Aynı bağlantı
[3] Alpagut, L. “Atatürk Orman Çiftliğinde Ernst Egli’nin
İzleri; Planlama, Bira Fabrikası, Konutlar”, METU, MFA, 2010/2 s.239
[4] ANONİM. “Atatürk Orman Çiftliği, Bir Çağdaşlaşma Öyküsü”, Koleksiyoncular Derneği Yayını, Ankara
s,45, 2007
[5] Korucuklu, G. “Ankara'nın
İmarı” Arkitekt Dergisi, İstanbul,
1979/1, s. 135
[6] Eren, C. “İzmir’de Tekel Binası”, Arkitekt Dergisi, İstanbul, 1980/2, s.
122
[7] Okan, Y. “ Likör Fabrikası”, Arkitekt Dergisi, İstanbul, 1999/2, s.45
[8] Yapaner, A. “Paşabahçe, Rakı ve İspirto Fabrikası”, Arkitekt Dergisi, İstanbul,
1980/1, s.377
[9] Ayan, İ. “Diyarbakır’da Cumhuriyet Dönemi Eserleri,
Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Dicle
Üniversitesi, 2000, s.79
[10] Doruk, H. “İnhisarlar Umum Müdürlüğü ve Başbakanlık”,
Arkitekt Dergisi, İstanbul, 2001/3
s.45
[11] Yabancı, O. “Çanakkale ve Balıkesir’de I. Ulusal
Mimarlık Akımı”, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2012, s. 61