SÜMER ANNESİ "MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ" / SÜMER MOTHER "MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ"

"Sümerlere, tabletleri pişiren Sümerli ustalara, arkeologlara, Sümerologlara, çapa ve malalarıyla onlara yardım eden bilim emekçilerine ve bir merakın peşinden korkusuzca giden pek çok insana gönülden borcumuz var."

"Sümerler, bundan 6.000 yıl önce Irak'ın güneyinde Dicle ve Fırat nehirlerinin birleştiği denize aktıkları yere yakın alana gelip yerleşmişler. Bir tablet metninde diyor ki Eridu şehrinin Sümerlerden önce susuz, ağaçsız bir yer iken, Sümerlerle birlikte mamur bir şehir olduğu söyleniyor. Onlar dillerine göre bir yazı icat etmişler, kil üzerine yazmışlar ayrıca yazdıkları bütün eserleri saklamayı bilmişler, arşivler, kütüphaneler oluşturmuşlar. Sümerlilerde kâinatta büyük bir su varmış, suyun içinden toprak çıkıyormuş ve çamurdan insan oluyormuş. Bütün dinlerde bunun gibi paralel bağlantılar var." Muazzez İlmiye Çığ


19.yüzyılın ortalarında bir grup arkeolog Osmanlı topraklarında içinde yer alan güney Mezopotamya bölgesinde kazı yapıyordu. Buldukları kalıntılar arasında üzerinde yazıya benzer işaretler olduğu tabletler de vardı. Bunların büyük bir uygarlığa ait olduğunu bilmiyorlardı. Yaklaşık 6.000 yıl önce kurulmuş ve toprak altında kalmış büyük bir uygarlığın kanıtlarını bulmuşlardı. Avrupa'daki müzelere götürülen tabletlerin yazıları okundu, dilleri çözüldü. Anlaşıldı ki yazının, tekerleğin, geometrinin ve daha birçok ilkin sahibi Sümerlilerdi bunlar. Tabletleri kasalara koyup depolara koydular. Tabletlerin ta ki Atatürk köklerimizi merak edene, genç kadrolara çağrı yapana değin onların önemini kimse fark etmedi.
Çalışkan, merakından yanıp tutuşan genç bir kız Atatürk'ün bu çağrısını duydu ve tabletleri okumaya baş koydu. Tam 32 yıl süren dirençli çalışmasıyla, can arkadaşı ile birlikte 74.000 tableti tek tek elinden geçirdi. 7.000 kadarını da okudular ve yayınladılar. Bugünler ve gelecek için önemli bir adım attılar. Tabletlerde neler yazmıyordu ki. Örneğin günümüzde varlığını sürdüren birçok büyük din bu tabletlerin sahiplerinden beslenmişti. Tevrat, İncil ve Kuran'ın kökleri Sümerlere kadar dayanıyordu.

Genç İlmiye bugün 98 yaşında. Atalarından öğrendiğini yapıyor. Bilimi üniversite sıralarından, laboratuarlarından çıkartıyor, kaynağı olan halkla yaşamla buluşturuyor, bildiğini anlatıyordu. Boşa zaman harcamıyor bizi merak ettiğimiz gerçeğe biraz daha yaklaştırıyordu.
       
Henüz okunmayan binlerce tablet var. Acaba neler yazıyor üzerlerinde? Merak etmiyor musunuz? Uykularınız kaçmıyor mu? Neden daha çok Muazzez'imiz yok? Yeni İlmiye'ler nerede?

MUAZZEZ İLMİYE ÇIĞ KİMDİR?
       
Muazzez İlmiye Çığ, 20 Haziran 1914 yılında Bursa'da doğdu. İlk tahsilinden sonra girdiği Bursa Kız Öğretmen Okulu'nu 1931'de bitirdi. 4,5 yıl ilkokul öğretmeni olarak Eskişehir'de çalıştı. Atatürk'ün emriyle Ankara'da kurulan Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin Hititoloji Bölümüne 1936'da kaydoldu. Almanya'da Nazi zulmünden kaçan ve Atatürk Türkiye'sine sığınan Prof. Dr. Hans Gustav Gülerbock'tan Hitit Dili ve Mezopotamya Kültürü üzerine dersler aldı. 1941'de İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi Çiviyazılı Belgeler arşivine uzman olarak atandı. Arşivdeki tabletleri bilim dünyasına tanıtmaya başladı.

Katıldığı kongrelerde ve bilimsel toplantılarda verdiği bildirilerde,yayınladığı 15 kitap ve 100'ü aşkın bilimsel makalesi ile hep Türkiye'nin  yüzünü ağarttı.İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde bulunan Sümer, Akad, Hitit dillerinde yazılmış 74 bin çiviyazılı belge üzerinde 32 yıl çalıştıktan sonra 1972 yılında emekli oldu.

Kaynakça
Çığ İlmiye M., Ortadoğu Uygarlık Mirası 2, 2003, 
Koç S., Muazzez İlmiye Çığ "Son Sümer Kraliçesi  Belgeseli" Yeditepe Film
Çığ İlmiye M., Ortadoğu Uygarlık Mirası, 2002
Çığ İlmiye M., Atatürk Düşünüyor. 2005


MESUT ÇELİK