ORTA ASYA TÜRKLERİNDE TANRILAR VE TANRILAŞANLAR

KARAHAN

Tanrıların atası.
Kozmik alemi ve bütün varlıkları yaratan Tanrı.
Ülgen,Kızagan ve Mergen adında üç oğlu vardır.
Şaman dualarında Kızagan ve Mergen,Ülgen’in emrinde bulunan iyi ruhlar olarak tanımlanırlar.







ÜLGEN
Altaylarda,Karahan’ın oğlu ve en büyük tanrıdır.
Bütün varlığı yaratan odur. 
Ülgen’in sarayı ve altından tahtı vardır. 
İyilik eden bir varlıktır.Ay ve güneşin ötesinde yıldızların üstünde yaşar. 
Onun huzuruna giden yolda 7 bazı rivayetlere göre 9 engel vardır. 
Bu yol sadece erkek Şamanlara ayin sırasında açıktır.Ancak şaman bile 5. engele kadar gidebilir ve oradan geri döner.(5. engel Demirkazık yıldızıdır) 
Not: 
Kuday Han:Büyük tanrı anlamına gelir.Moğollarca baş tanrı (Ülgen)’ya verilmiş bir isimdir.(Göğün üçüncü katında oturur.) 
Tengere Kaan:Uygurlarda dünyayı yaratan ve idare eden  büyük tanrı(Altaylardaki Ülgen). 
Adakutay:Ülgen’in Altaylılardaki adı
Ak Toyun:Yakut Türklerinde Ülgen.
 



ERLİK HAN
Altaylar,Karahan’ın oğlu.
Yer altı tanrısı. 
Yer altında yaşar.Orada kara bir güneş yaratmış ve onun kara ışığı ile yeraltını aydınlatmıştır. 
Evi demirden ocağı balçıktan yaratılmış bir sarayı vardır.Kapısında gümüşten bir tahtı vardır. 
Elinde yeşil demirden bir kılıç ve yassı demirden bir kalkan tutar. 
Bütün kötü ruhlar onun iradesindedir.5 oğlu 2 kızı vardır. 
Erlik in gazabından korunmanın en iyi yolu koyu renkli at kurban etmektir.Kurbanların derileri özenle yüzülmelidir,başı ve ayakları kesilmeden.Tanrı payı bir kazık üzerine geçirilir.kalan et de törene katılanlar tarafından yenir.Tören her zaman şaman gelenekleri doğrultusunda yapılmalıdır. 
Kurban kesilirken;kanı etrafa sıçramamalı,kemikleri kırılmamalı ve kötü muamele yapılmamalıdır. 




AKHAN
Büyük tanrı Ülgen’in 4 oğlundan biridir.(Ak Han,Kızıl Han,Sarı ”kara” Han ve Yeşil Han).Türk yurdunun dört yönde bulunan yurdunu bunlar idare eder.Bu dört yurt;Yeşil Han ın iradesinde olan koyun(keçi) ili,Ak Han ın iradesinde olan it ili,kuş ili ve Sarı Han tarafından idare edilen domuz ili adlarını taşır. Yılda bir defa bu bölgeleri idare eden tanrı(han) adına kurban kesilir. Her biri için sonbahar başında temsil ettiği hayvan ve ya onun yavrusu kurban edilir. Taoizm i kabul eden Türkler bu gelenekten vazgeçmemişler ve bu dört yönü dört hayvanla anmaya devam etmişlerdir.



AK ANA
Sonsuz sulardan çıkıp Ülgen’e yaratma emrini veren ve tekrardan sulara dönen Tanrıçadır.
Altay Türklerine göre ışıktan bir kadın hayali şeklindedir.
Ülgen ilk yaratılış ilhamını ak ana dan alır ve dünyaya destek olması için 3 tanede balık yaratır.
Ak Ana boynuzlu olarak betimlenir.
Eski ana tanrıça heykelciklerinde de boynuzlu olarak betimlenmiştir.





OD ANA

Kırmızılar giymiş yaşlı bir kadın olarak veya ateşin yalımı ile dalgalanan yeşil veya kırmızı ipekten kaftan giymiş bir kadın olarak tasvir edilir.
Ocak ruhu dişildir.
Evin tam ortası ”evin kalbi”dir ve ocak yeri buradadır.



ALP ER TONGA
Tonga, Kaşgarlı Mahmut’a göre leopar veya kaplan cinsinden bir hayvandır. Orta Asya kaplanları Türklerin Bars dedikleri, Pars cinsinden hayvanlardır. Hun Pazırık kurganında çok rastlanan bir figürdür.  Roux’a göre, ismi genelde ”kahraman erkek kaplan” şeklinde algılanmaktadır, ama ona göre Tunga “Sibirya panteri” dir.  Budist metinlerde “uzun saçlı tonga” tabirlerine rastlanması, uzun saçın Alplik simgesi olmasını anımsatır. Uygur döneminde, Alp Er Tonga’nın ve başka Türk beylerinin adı ve unvanı olarak yırtıcı hayvanların isimleri kullanılırdı ve Alp’ler yırtıcı hayvan postu giymiş olarak resmedilirdi.  Kaplan postu savaşa giden Alpler tarafından zırh yerine giyilirdi ve savaş sembolüydü.  



AL BASTI 
Kazaklarda “cadı kadın” ”küpe giren karı” anlamında kullanılmıştır.
Baş al bastı ,iri gözlü baştan aşağı demir giyimli ve erkektir. 
Al Karısı genellikle kırmızı siyah uzun elbise giyer. 
En çok sevdiği şey atların yelesini örmektir. 
Onu yakalamak için elbisesinin köşesine iğne saplamak gerekir. 
Loğusalara musallat olması ile bilinir. 
Al Bastı iki suretle görülür.Sarı Al Bastı ve Kara Al Bastı. 
1-Sarı Albastı; sarışın bir kadın suretindedir.Bazen keçi ve tilki suretinede girer.Hoppa ve şarlatandır. 
2-Kara Albastı;Daha ağır başlı ve ciddidir.






ASENA 
Oğuz Kağan’a yol gösteren ve liderlik yapan kurt erkektir. Türeyiş destanındaki kurt ise dişi olarak gösterilmiştir. Göktürklerin kurttan türeyişi ile ilgili destan Bahattin Ögel’in Türk Mitolojisi adlı eserinde şu şekildedir:“Göktürkler eski Hunların soylarından gelirler ve onların bir koludurlar. Kendileri ise Aşina (A-shih-na) adlı bir aileden türemişlerdir. Sonradan çoğalarak ayrı oymaklar halinde yaşamaya başladılar. Daha sonra Lin adını taşıtan bir ülke tarafından mağlup edildiler. Mağlubiyetten sonra Göktürkler, soyca yok edildiler. Tamamen öldürülen Göktürkler içinde, yalnızca on yaşında bir çocuk sağ kalır. Lin memleketinin askerleri, çocuğun çok küçük olduğunu görünce, ona acırlar ve öldürmezler. Çocuğun el ve ayaklarını keserek bir bataklığa bırakırlar. Bu sırada çocuğun etrafında bir dişi kurt peyda olur ve çocuğu besler. Bir süre sonra kurt hamile kalır ve bir mağaranın içinde on çocuk doğurur. Zamanla bu on çocuk büyür ve evlenir. Zamanla her birinden bir soy türer. Göktürk devletinin kurucularının geldikleri Aşina ailesi de bu on boydan biridir.



 AYISIT (AYZIT)
Ayzıt güzelliğin sembolüdür. Bu anlamda Sümer ve Yunan mitlerindeki İştar ve Afrodit’e (Venüs) benzer.Süt gölünden getirdiği damlayı çocuğun ağzına damlatır ve çocuğa ruh verir. İnsan yavrularını, kadınları, hayvanları ve hayvan yavrularını korur.
Simgesi, Kuğu kuşlarıdır. Ayısıt’ı simgeleyen kuğular kutsal sayılır ve dokunulmaz. Kuğu aslında kutsal bir kızdır. Bu kız kuğunun beyaz tülünü üzerine giyince kuğu, çıkarınca kız olur.
Ayızıt. gökten gümüş tüylü bir kısrak suretinde iner. Yele ve kuyruklarını kanat gibi kullanır.
Ayzıt şaman dualarında şöyle tarif edilir. “Başında ak gökten ak bir kalpak, çıplak omuzlarında ak gökten bir atkı, baldırına kadar siyah bir çizme. Bu şekilde bir kayaya yaslanarak uyumuştur veya ormanda dolaşmaktadır.




 GEYİK TANRIÇA
Göktürklerle ilgili bir mitoloji de, Göktürklerin atalarından birinin, (ki ataları kurttur) bir mağarada, ak geyik kılığına giren bir deniz tanrıçası ile ilişkisi olduğu anlatılır.
Göktürkler nesillerinin kurttan geldiğini söylemekle beraber efsanelerinde dişi geyikte rol oynar.
Dişi geyik bir ilahedir ve vücudundaki lekeler yıldız işaretleri olarak görülür. Dişi geyik eski Hun anlatılarında yol gösterici rolü oynar.







 AK SAKALLI HIZIR
Hızır anlayışı,Türklerde eski Türk düşüncesi ile bezenmiştir.
Mitlerde kayın ağacından inip,insanlara yardım eden ve çocuklara ad veren ”gök sakallı” ve ya “aksakallı” ihtiyar görürüz.Elinde hayvan başlı “çevgen” denen bir asa tutar,Ak-boz ata biner ve giyimi de aktır.








 GÖK KURT
Gök Kurt ve Ak Geyik gökte doğmuşlardır.Kurt sürülerini idare eden kurtlara gök kurt, geyik sürülerini idare eden geyiklere gök geyik denir.Bazı Türk halkları, soylarının, kurttan bazıları geyikten türediğini kabul eder. Cengiz hanın ilk ataları gök kurt ve dişi bir geyiktir.Gök kurt Türk mitlerinde özel bir yere sahiptir, öyle ki Türkler kendilerine “göksel Türkler” anlamına gelen “Kök Türk” adını vermişlerdir.



 GEYİK
Radlof, boynuzları iki kürekli sığın geyiği Altay Türklerinin ululadıklarını ifade eder.Teleüt Türklerinde her şamanın bir ruhu vardır. “bura”, “bur”, “pur” gibi çeşitli sözcüklerle ifade edilir ve geyik anlamında da kullanılır.Geyik boynuzları Şamanların önemli sembollerindendir.Türklere, Ergenekona girişte, Hunlara batıya göçlerinde dişi bir geyik yol gösterir.Orta Asya sanatında, yarı insan yarı geyik halinde gösterilmiş tasvirler vardır. Mitlerde dokuz boynuzlu yada budaklı sigun geyikler de görülür.







KARTAL ANA
Yakut Türklerinin inanışlarına göre Şamanlar yeryüzüne kartal ana tarafından getirilmişlerdir.  
Er-Töştük destanında da kartal dişi olarak görünür.  Kartal Yakutlara göre Güneşin sembolüdür.  
Yakutlar analarının bir kartaldan geldiğine inanırlar. Bundan dolayı Kartal “güneş kuşu” olarak da nitelendirilir.  Kendi küllerinden doğan phoenix daha genç olarak dünyaya gelir. Bu nedenle yeniden doğuşu, ebedi hayatı, ölümsüzlüğü ve güneşin doğuşunu simgeler.  Çin mitolojisinde de ateşi, sıcaklığı, hasat mevsimini ve güneşi sembolize eder.  




                                         



KIZAĞAN TENGRİ

Ülgen’in oğludur. Göğün 9. katında oturur.Çok kuvvetli tanrı anlamına da gelir.Roux’a göre 9. Kat Mars’ın konumlandırıldığı gök katıdır.Kızagan Tanrı, Banzarov’a göre, savaş tanrısıdır.Onlarca tehlikeli geçitlerde orduyu yönetmek ve düşmanı yenmekte, bu koruyucu ruhun yardımı olur.Altay Kamı göğe çıkarken Kızagan Tanrı’yı “kırmızı yularlı, kızıl erkek deve sırtında, gökkuşağı asalı baba!” diye çağırır.Buna bakarak, onun kırmızı renk ile simgelendiği sanılmaktadır.




YILDIZ HAN 
Oğuz’un oğullarındandır ve ongunu tavşancıldır.  Türklerde yıldız bilgisi, çok önemlidir. Geceleri zamanı öğrenmek için yıldız bilgisi, tek yol ve çaredir.  Türklerin göğün ilk ve ana yıldızları olarak gördükleri gezegenler ilk tanrısal arketiplerdir.  Yaradılışın başlangıcı ve temelidir.  







KÜBEY HATUN
Altay Türklerine göre, ağaç, ulu ananın yaşadığı ve kahramanlara memesinden süt verdiği yerdir.Yakut Türklerine göre Doğum tanrıçası Kübey-hatundu ve ağacın içindeydi. Kökünden hayat suyu akıyordu.Er Sogotoh destanında mitolojik bir ağaç tasviri şöyledir. “Yarı beline kadar çıplak, alt tarafı ağaç kökleri gibi,Orta yaşlı ciddi bakışlı bir kadın kabaran göğüslerinden süt verir.”Mitlerde çoğunlukla ağaç, ışık temasıyla ilişkilendirilir. Şaman dualarında ağaç, altın yapraklı, yetmiş yapraklı mübarek kayın olarak anılır. Kübey hatun yani doğum tanrıçası da bu kayın ağacının içinde yaşar.  



MERGEN
Her şeyi bilen, akıllı Mergen Tengere Göğün 7. katında oturur.
Mergen kelime anlamı olarak okçu nişancı anlamına gelir.
Bu anlamda Mergen, Yunan mitolojisindeki Hermes’i (Merkür) anımsatır. Hermes, akıl tanrısıdır ve bütün bilgilere sahip tanrı olarak kabul edilir. O karanlığın güçlerini yenen tanrıdır, çünkü “o her şeyi bilir ve her şeyi yapabilir



AY HAN
Oğuz Han’ın altı oğlundan biridir.Sonradan tanrı kategorisine sokulmuştur. Ongunu kartaldır. Türklerde kartal sürekli olarak hükümdarlık ongun’u olmuştur.  

  




OĞUZ KAĞAN
Bazin, eski Türklerde biri ata kurt, diğeri de ata boğa üzerine kurulu “ikili kökeni” yansıtan farklı iki gelenek olduğunu söylemiştir.Oğuz’a adını veren ata da bir boğadır. Oğuz, bütün yaşamı boyunca kurdun korumasına ve rehberliğine başvurmuştur.Oğuz kağan destanında Ay, Oğuz’u doğuran tanrı olarak sunulur. Bu da Oğuzun Tanrı oğlu olduğu fikrine götürür.En eski çağlardan beri tanrısal kahramanların işaretleri boynuzlu bir taçtır. Orta çağ minyatürlerinde Oğuz Kağan ve oğulları boynuzlu olarak tasvir edilir.Campbell’a göre, Boğa, “Kutsal Ay Boğası” olarak bilinir.Boynuzları Ay’ın alegorisidir ve Tanrının sembolüdür.



GÜN HAN
Oğuz’un oğullarındandır ve ongunu şahindir.Gün han Oğuzun göksel eşinden olan en büyük oğludur.
Oğuz Kağan sembolik olarak bulduğu altın yayı Günhan, Ayhan ve Yıldızhan arasında pay eder ve kendisinden sonra hakanlık tahtını Günhan’a bırakır.Günhan kendisi için altın bir çadır kurdurur ve kendi yönü olan sağ tarafa kırk kulaç yüksekliğinde bir direk ve onun tepesine de altın bir tavuk oturtur.Pelliot’a göre Günhan, Güneşi karşılar ve Güneş hanı anlamına gelir.Altın hakanlara ait bir semboldür ve güneş altının alegorisidiR


 DENİZ HAN 
Oğuzun oğullarından biridir ve ongunu çakır (çağrı) kuşudur. Çakır, mavi gözlü, “mavi-deniz” ve “beyaz-mavi-deniz” türünden bir kuştur.Uygur sanatında Basaman isimli alp-tanrı, kuzey yönü, Merkür (su yıldızı), su unsuru ile alakalı görülür ve bu Alp-tanrının tuğu yırtıcı hayvan kuyruklarından oluşmuş olarak resmedilirdi.  Elinde tuttuğu kargı ise üç dilimlidir.








GÖK HAN
Oğuz’un oğullarından biridir ve ongunu sungurdur.  Türklerde kartal hükümdarlık sembolü olurken, sungur, sıklıkla tigin unvanlarında kullanılır.  Kaşgarlı’nın büyük bir yırtıcı kuş olarak tanımladığı sungur, maviye çalan beyaz kuşlar arasındadır.  Pelliot Çin’de su kuşlarını avlamakta kullanılan sungurun, “deniz mavisi” türünden olduğunu söyler. Moğollar aynı kuşa “mavi yırtıcı kuş” derler.  








 DAĞ HAN
Oğuzun oğullarından olan Dağhan’ın ongunu üç kuştur.











 SEMRÜK- BÜRKÜT
Yakutlar çift başlı kartala “öksökö kuşu” derler.  Türkçe “bürküt” kartal demektir.  Bakır tırnaklıdır, sağ kanadı ile güneşi, sol kanadı ile ayı kaplar. Ona gök kuşu da denir. Büyük kartallar için Bürküt kelimesi kullanılır.
Çift başlı kartallar, gök direklerinin veya kayın ağacının tepesinde tasvir edilir ve tanrı Ülgenin sembolüdür. Çift başlı öksökö kuşu gökten yıldırım indirir.Başkurt efsanesinde “Semrük” adındaki kuş iki başlı kartaldır. Bu başlardan biri insan başı olarak da düşünülür.Türk mitolojisinde, ay ve güneşi pençeleriyle tutan doğanlar görülür. Tuğ’lar bir boz doğan ile birlikte gökten düşmüştür. Tanrıya açılan göğün kapısını çift başlı bir kartal bekler ve tanrının sembolüdür. Bu kartallar gökten yıldırım indirir.
Türk mitolojisinde çift başlı kartallar ve gün ve ay simgeleri ying ve yang sembolüdür. Çinlilerin ying-yang sembolü olarak tasvir ettikleri kozmos ve kozmosun dönüşünü, Türkler karşılıklı iki hayvan yada kartal koymak suretiyle ifade etmişlerdir. Bu sembolik hayvanların döndükleri merkez, yer ve göğün ortasıdır. Türklerin Yaruk-Kararıg ilkesini, göğü anlatan yuvarlak plakalara sarılmış siyah ve beyaz kartallar temsil eder.




 SU İYESİ 
Su iyelerinin hepsi sularda yaşar. İnsanlara zarar vermezler.  Onların yaşadıkları sarayın girişi, nehirlerin derinliklerinde bir taşın altındadır.  Su sahiplerine Kazaklar, “su perisi”, Türkmenler “suv adamı”, Özbekler “su alvastisi” derler.Pınarlarda yaşayan peri kızları, beyaz giyimlidirler ve cisimsiz varlıklardır. Kuş ve yılan kılığına girebilirler.  








 SUYLA
Güneş ve Ay’ın kırıntılarından yaratılmıştır.  Altay Türklerine göre Suyla, at gözlü, kartal gagalı, eşek kulaklı ve yılan saçlıdır.  Ağaçkakan Suyla’nın sembolüdür.Ülgen’e Yayıkla birlikte kurbanın ruhunu ulaştırır.  İnsanların hayatını kontrol eder ve bir değişiklik olduğu zaman Ülgen’e bildirir. Bundan dolayı iki dilli de denir.  







TEPE GÖZ
Tepegöz Kaf dağında yaşar çoban ve peri kızının evliliğinden doğar.  Annesi dişi bir Alageyiktir.Tepegöz su üzerinde yüzen başı gözü belirsiz bir ciğere benzetilir.  Tepegöz bazen dişi bazen erkektir.  Tepegöz tek gözlüdür.  Tepegöz’ün parmağındaki yüzüğü annesi takmıştır.Altay Türk destanlarında devlere yelbegen denir.  Yelbegen insan biçiminde, çok büyük, üç yedi veya on iki başlı siyah ve sarı renklidir.  Güneş ve ay tutulması devlerin yemesi olarak tanımlanır.  Türk destanlarında devler atların düşmandır. Demir yelbegen karaçam boylu, kara atlı ve çokmarlıdır.(çokmar hayvan başlı sopa veya gürz asa sopa) Büyük kulaklı devler ise yeraltındadır. Dev anası denen dişi devler de vardı.  Alt dudağı yerde üst dudağı gökte olan devler Anadolu Türk masallarında sık kullanılan bir motiftir.  


UMAY ANA
Umay, çocukları ve hayvan yavrularını koruyan bir tanrıçadır.Arkeologların Altaylarda buldukları 
seramik ürünler üzerindeki resimlerde Umay ana üç boynuzlu olarak betimlenir Orta Asya da bazı arkeolojik buluntulardan anlaşıldığına göre Umay ana motifi, beyaz saçlı ve beyaz giyimli olarak, insanbiçimci bir görünüm sergilemektedir. Kuş kılığında kanatlı bir kadın görüntüsü de vermektedir.  Altay Türkleri onu göklerden inen gümüş saçlı, güzel yüzlü bir kadın olarak düşünmüşlerdir.  





 ÜRÜNG AYIN TOYON
Yakut Türklerine göre ilk insanı o yaratmıştır.  Eski Türkçede ürüng-beyaz, ayıg-yaratan, toyon-tanrı, efendi demektir.  Yakut Türklerinde beyaz yaratıcı diğer yaratıcı ruhların en büyüğüdür. Kainatı o yaratmıştır. Dünyayı idare eden de odur. İnsanlara yaratıcı gücü ve çocukları o verir.  Yerin ve toprağın verimli olmasını o sağlar. Hayvanların çoğalması ve bolluk onun sayesinde olur. Eliade aynı tanrıya ata bey de dendiğini söyler.İnsana kut veren odur. Büyük efsane kahramanlarını yeniden hayata döndürerek ölümden kurtarır.  Bu yaratıcıya canlı beyaz at kurban edilir. Ürüng Ayıg Toyon, çok saygı gösterilen, kutlu, nur yüzlü ve ulu bir varlıktır.  






 YAYIK HAN
Şaman duaların da Yayık şöyle tasvir edilir. “Ülgen beyin habercisi, kızıl bulut kenarlı, gök kuşağı dizginli, solgun şimşek kamçılı, gökten haber alan Ak Yayık, üç boğumlu Ak Yayık, altın kenarlı Ak Yayık”. Tuva Şamanları “ak eren” ismini kullanır.  Yayık büyük tufandan sonra gökyüzüne çıkıp Ak Yayık adını alır.  Güney Altaylılar ona “yaratıcı” ve “gök oğlu” adını vermişlerdir. Tölösler “koruyucu” adını verir. Ülgenin oğlu veya kızı olarak da düşünülür.  Yayık sözcüğünün kökü “parçalayarak kurban vermek” anlamına gelen “yay” ile ilişkilendirilir.  Mitolojik bir varlık olarak kocaman bir ejderha görünümündedir.