ANADOLU SELÇUKLULARINDA KARTAL FİGÜRÜ KULLANIMI / EAGLE FIGURE İN ANATOLİANS SELJUKS.

Kartal figürü ve mücadele sahneleri, Selçuklu ve Selçuklu sonrası Anadolu’sunda sikkelerde, kalelerin taş duvarlarında, seramik ve saray çinilerinde kullanılmaktadır.

Klasik örnekler ise, kartalın üstte galip hayvan olarak canlandırılma sahnesidir ve bu sahnelerde kartal, gücünü göstermek için oldukça heybetli ve büyük canlandırılmıştır. Bu sahneler çoğunlukla taş kabartma veya çini üzerine uygulanmıştır. Anadolu Selçuklu Sanatında görülen tek veya çift başlı kartal ve diğer kuş tasvirlerinin kaynağı Avrasya hayvan stiline kadar uzandığı bilinmektedir.

Anadolu Selçuklu mimari süslemesinde tek ve çift başlı kartal motifi, kuvvet, kudret, hükümdar arması, uğur simgesi, iyilik, koruyucu, bekçilik, talih gibi sembolik anlamlarda kullanılmıştır. Anadolu Selçuklu Sanatında cami, kale, saray, han gibi yapıların en belirgin yerlerinde nazarlık, tılsım, koruyucu unsur, güç ve kuvvet sembolü olarak yer almıştır. Kalelerde şehri koruma amaçlı bir nevi koruyucu ruh olarak ve nazarlık-tılsım olarak kullanılmıştır. Saraylarda ise asalet simgesidir. Cami, saray, han ve kalelerin kapısında ise arma, totem olarak yer almıştır.

Anadolu Selçuklu kartallarında başlar genellikle profilden, gövde önden verilmiştir. Arabesk zemin üzerindeki kuşlar ise tam profilden işlenmiştir. Cinsi seçilmeyen bir çok örnekle kuşlar siluet halinde stilize canlandırılmış gövde, kuyruk ve kanatlarda tüyleri belli edecek birkaç çizgi, gözler işlenmiştir. Kartal olarak tanımladıklarımızda başta sivri kulaklar, iri gözler, iri kıvrık gaga, bazen gaga altında bir sarkıntı görülür. Baş önden veya profildendir. Kanatlar iri ve açıktır. Pençeler iridir. Kuyruk çoğunlukla yelpaze biçimi dilimlidir.

Çini örneklerde iri palmet yaprağı veya damla şeklinde kuyruklar dikkatimizi çeker, hayali yaratıklardır. Kartal ve kuşların çoğu yakınlarında yer alan arslan, av hayvanları, hükümdar, boğa gibi figürlerle birlikte sembolik anlamı olan bir kompozisyon meydana getirirler.

Çift ve tek başlı kartallar bu efsane dünyasını daha da zenginleştirir. Kartal, İbni Bibi’ye göre de koruyucu kanatlarını sarayın üstüne geren, sultanı koruyan, ona kudret, kuvvet, aydınlık ihsan eden bir semboldü. Bazı örneklerde siyah gövdesinde taşıdığı kocaman “Es Sultanı” yazısı ile sultanın kendisini bütün kuvveti ve ihtişamı ile temsil eder.

Çift başlı kartallar boyun, kuyruk farklarına göre bölge ve devir bakımından üç grupta incelenir: “XII.-XIII. yüzyıl başlarında Diyarbakır Bölgesinde Artuklu çift başlı kartalları”, “Orta ve Doğu Anadolu’da XIII. yüzyıl Selçuklu örneklerinde çift başlı kartallar”, “Orta ve Doğu Anadolu’da XIV-XV. yüzyılda Selçuk geleneğinde çift başlı kartallar”.[1]

XII. Yüzyıl Başlarında Diyarbakır Bölgesinde Artuklu Çift Başlı Kartalları: Bu çift başlı kartallar baş, kanat, gövde, pençe özellikleri bakımından yukarıda söylenen stili gösterirler. Başlar kısa ve kalın boyunları gövdeye birleşir. Kuyruk kısımları farklıdır. İki yana doğru balık kuyruğu şeklinde ayrılırlar. Kuyruk uçları helozoni kıvrıntılarla iki yana volut meydana getirir.

Orta ve Doğu Anadolu’da XIII. Yüzyıl Selçuklu Örneklerinde Çift Başlı Kartal: Bu çift başlı kartallar baş, kanat, gövde, pençe özellikleri bakımından Artuklu çift başlı kartalları özelliği gösterirler. Başlar kısa ve kalın boyunlarla gövdeye birleşir. Kuyruk kısımları farklıdır ve çoğunlukla yelpaze ve palmet biçimindedir. Bazılarında çift başlı kartal hayat ağacının tepesinde canlandırılmıştır. Bazılarında çift başlı kartallar arabesk zemin üzerinde işlenmiştir. Bu örneklerde kanat veya kuyruk uçları ejder başları ile son bulmaktadır.

Orta ve Doğu Anadolu’da XIV. ve XV. Yüzyıl Selçuk Geleneğinde Çift Başlı Kartallar: XIV. hatta XV. yüzyılda baş, gövde detayları genel stil bakımından Selçuklu geleneklerini sürdüren çift başlı kartalları görülmektedir.. Bu figürler boyunları bakımından XIII. yüzyıl örneklerinden ayrılırlar. Boyunlar baş aşağı duran ters bir kalp şekli meydana getirecek şekilde birbirine dolanmıştır. Kalp şeklinin yukarı gelen sivri kısmında bir palmet yaprağı bulunur.

Diyarbakır Surlarında; Evlibeden veya Ulubeden burcunu kuşatan kitabe bordürünün üzerinde, sivri dilimli kemerle kuşatılan sağır nişin içerisinde 0.60 X 0,70 metre ölçülerinde çift başlı kartal kabartması yer alır. Kabartma eğri kesim tekniğinde yüksek kabartma olarak yapılmıştır. Stilize edilen çift başlı kartal, sivri kulaklar, kıvrık gagalar, dikey dilimli açık kanatlar, kısa yelpaze şeklinde dilimlenen iki yana açılan ve helezonik kıvrım ile birer volut meydana getiren kuyruklar bulunur.

Yedi Kardeş Burcu’nun güneyindeki ilk burçta; Tipik bir yırtıcı kuş ve avı sahnesi olan kompozisyonda, kartal tavşanı boynundan gagalar. Tavşanın boynu ise geriye doğru dönüktür. Sağda yer alan kabartmadaki tavşan ise son derece harap durumdadır.

          Diyarbakır kalesi, Urfa Kapıda, kitabenin tepesinde boğa başına basan bir kartal görülmektedir. Kitabenin iki yanında simetrik ejderler yer alır. Boğanın ağzında bir halka vardır. Kabartmalar Karaarslan oğlu Artukoğlu Muhammet zamanında yapılmıştır (1183–84). Van Berchem’e göre burada Artukoğullarının, İnanoğullarına galibiyeti belirtilmiştir[2].

Artuklu Sultanı Melik Salih Mahmut tarafından yaptırılmıştır. Bugün Konya Karatay Medresesi’nde bulunan, iç kalede ortaya çıkarılan kare formlu Artuklu saray çinisinde bir çift başlı kartal yer almaktadır. Turkuvaz sır altına siyahla resmedilmiş, siluet halinde verilmiştir. Başta sivri kulaklar, kıvrık gaga, kanatlarda iki bölüm tipiktir. Boyunlar gövdeye halkaya benzer bir kalınlaşmayla bitişir. Kuyruk iki yana doğru uzayarak alta doğru kıvrılan volutlar meydana getirir. Kanat, alt kısmında, gövde ve kuyrukta dekoratif değer kazandıran boşluklar yer alır. Çininin dört köşesini arabeskler süsler.

Divriği Ulu Cami’nin doğu taç kapısının sol tarafında ise, bitkisel zemin zemin üzerine stilize edilmiş olarak profilden bir kartal kabartması yer alır. Kartalın boynunda, süzgeç bir satıh, kanadında rozet, altta ise paralel çizgiler bulunur. İç ayağı göğse doğru çekilmiştir.

Caminin doğu taç kapısında, iki dış yan yüzde ise, bitkisel zemin üzerine dolgun kabartma olarak yapılan birbirine çok benzeyen ve kuyruk itibariyle biraz farklılık gösteren, çift başlı kartal figürleri bulunur. Kartalların sivri kulakları, kıvrık gagaları ve uçlarında yuvarlak birer meyve yer alır. Vücutlarında stilize süslemeleri, yukarıya doğru bakan açıkağızlı, sivri kulaklı ve badem gözlü ejder başları ile son bulan açık kanatları, uzun bacakları, kuvvetli pençeleri bulunur. Kuyruk ile gövdenin birleştiği yerde hilal motifi işlenmiştir. Sağ taraftaki kartalın kuyruğu dilimli yelpaze şeklinde, sol taraftaki kartalın ise balık gibi ikiye ayrılır ve içinden yelpaze şeklinde ikinci bir kuyruk çıkar.

Niğde Hüdavend Hatun Türbesinde; batı tarafında külah çatıya geçişi sağlayan tambur kısmında çift başlı kartal yer alır. Zemin bitkisel bezemeyle süslenmiştir. Kartalların baş kısımlarında sivri kulaklar, kıvrık gaga, uzun ve birbirine dolanan boyunları ve hemen tepesinde insan başı motifi, pullu gövdeleri, uzun bacakları, uçları ejderle biten dilimli kanatları, kısa ve yelpaze şeklinde kuyrukları vardır. Kartalın şişman gövdesinde ve kanatlarının üst kısmında pul motifleri yer alır. Kuyruğun gövdeyle birleştiği yerde hilal motifi bulunur.

Niğde Sungur Bey Camisinin doğu taç kapı kemerinin sağ iç yüzeyinde, altıgen rozetler içerisinde yer alan geometrik örgü bordürünün en üstte yer alan rozetinde, sağa dönük, başı geriye doğru, açık kanatlı bir kartal motifi bulunur.

Sivas Gök Medrese’de taç kapının sağ tarafında, hayat ağacı kabartması üzerinde kartal ve kuş tasvirleri yer alır. Bu kabartmalar cephede sağ ve sol duvarlarda simetrik olarak görülür.

Eskiden Konya kalesi giriş kapısı üzerinde bulunup Leon de Laborde tarafından çizilen ve bugün mevcut olmayan dolgun kabartma bir kartal figürü vardı. Cepheden verilen başta sivri kulaklar, kıvrık gaga ve pul motifi dikkati çeker. Şişman gövdeli, açık kanatlıdır. Kuyruk yelpaze şeklinde dilimlidir, uç kısımlarında düğme gibi süsler görülür. Kanat kısmından çıkan iki ejder kartalın ayaklarını gagalar. Ejderlerin sivri kulakları, kıvrık gaga şeklinde ağızları vardır.

Kayseri yakınında Karatay Köyü’nde, II. Gıyaseddin Keyhüsrev zamanında yaptırılan Karatay Han’ın avlu taç kapısında sütun başlığı üzerinde, bitkisel zemin üzerine profilden iki kartal kabartması bulunur. Kare zeminin köşeleri içerisinde, birbirine bakar şekilde ifadelendirilmiştir. Kartallar günümüze ulaşmamıştır. Karatay Han’ın türbe taç kapı tepeliğinde ise mukarnas nişin içinde, kartal takvim hayvanı olarak canlandırılmıştır. Kartal ile birlikte çeşitli kuşlar ve tavuk yer almaktadır.

Kayseri, Döner Kümbetin doğu duvarında, hayat ağacı üzerinde çift başlı kartal ve hemen altında iki aslan (bugün sadece sağdaki mevcuttur) kabartması bulunur. Hayat ağacının palmiye benzeri iri dalları vardır ve üçayaklı bir kabın içine oturur. Kartallar ise açık kanatlı, tipik Selçuklu stili yelpaze kuyrukludur. Kartalların başının bulunduğu bölüm kırık olduğu için, baş ile ilgili ayrıntılar mevcut değildir. Taç kapının hemen solunda, hayat ağacının tepesinde çift başlı kartal, ağacın üzerinde sağ ve solda olmak üzere dışa dönük kuşlar, altında ise bugün soldakinin bir kısmı, sağdakinin ise tamamen kırık olduğu aslan kabartmaları bulunu

Tercan Mama Hatun Türbesi’nin stalâktit nişin üst kısmında, arabesk zemin üzerine sola dönük stilize olarak yapılmış bir kartal tasviri bulunur.

Akşehir’de müze yakınlarında bulunan çinilerin çoğu harap olmuş durumdadır. Aynı tarihlerde yapılan Selçuklu Sarayı için hazırlanan çinilerin bir kısmının buraya getirildiği sanılmaktadır. Kubadabad Sarayı çinilerine benzer yıldız haç biçimli çiniler üzerinde kartal ve tavusa benzer motifler bulunmaktadır. Günümüzde Güdük Minare Camii’nin minare kaidesinde bulunmaktadır. 

Kileci Mescidinde ahşap pencere kanatlarında bitkisel süslemeyle bezenmiş iki çift başlı kartal görülür. Kartalların boyun stili nedeniyle XIV. ve XV. yüzyıllar arasına tarihlendirilmektedir.

Denizli’nin Goncalı köyünde, 1253 yılında İzzettin Keykavus zamanında, Karasungur tarafından yaptırılan Akhan’ın avlu taç kapısında, birbirine yönelmiş şekilde profilden iki kartal kabartması sütun başlıklarını süsler.

 Ölçüler kabartmada yer alan kartalların kuyrukları yelpaze şeklinde ve paralel çizgilerden oluşan kanatlarının üst kısmında süzgeç şeklinde süslemeler vardır. Kartallar, Karasungur’un arması olarak yapıldığı sanılmaktadır.

Erzurum’da Çifte Minareli Medresede; kartal figürü ağacın tepesinde hâkim vaziyettedir. Kartalların kanat ve kuyruk uçlarında çift ejder bulunur. Medrese taç kapısının iki yanında bulunan hayat ağacı ve tepesinde çift başlı kartal figürünün altında ağaç gövdesinde hilal motifi ile birleşen çift ejder bulunur. Taç kapının hemen sol tarafında bulunan eş kabartma ise tamamlanamamıştır.

Yakutiye Medresesi’nin taç kapısında iki dış yan yüzünde hayat ağacının üzerinde, sağ başı kırık vaziyette, Nişin içerisinde çift başlı kartal figürü, altında ise aslan çifti bulunur. Kartalların sivri kulakları, kıvrık gagaları, pullu kanatları, şişman gövdeleri, yelpaze kuyrukları, tepelerinde büyük rozetleri bulunur. Aslanların arasında da ağaç gövdesini içine alan rozet bulunur.

Ayrıca Emir Saltuk Kümbeti’nde kasnağında, üçgen nişlerin tepesinde, oğlak, kuş, yılan, öküz, kartal gibi çeşitli takvim hayvanları kabartma olarak yapılmıştır. Kartal, diğer figürlerin arasına cepheden ve açık kanatlı olarak yerleştirilmiştir.

Beyşehir, Hoyran Köyünde bulunan Kubadabad Sarayı’nda çeşitli hayvan ve insan figürleriyle süslü sıraltı ve lüster tekniğinde yapılmış, yıldız biçiminde çiniler bulunmuştur. Çinilerde yer alan hayvan motiflerinin bir kısmı natüralist hayvanlar olup, çoğunluğu başta çift başlı kartal olmak üzere fantastik hayvanlardır. Sarayın yıldız ve kare çinilerinde çift başlı kartal figürleri bulunur. Yıldız çinilerin birinde, çift başlı kartalın karnının üzerinde “Es Sultani” yazılıdır. Kartalın kanat uçlarında helezoni kıvrılma olup kuyruk kısmı palmet yaprağı şeklindedir.

Bir başka yıldız çini üzerinde bulunan kartalın gövdesinde nokta benekler Selçuk Sanatının özelliklerini yansıtır. Kare formlu bir çinide yer alan çift başlı kartalın gövdesinde pul motifi, kanat uçlarında helezoni kıvrılma görülür.

 Çiniyi çerçeveleyen rozetler yer alır. 1966 yılında yapılan kazılarda ortaya çıkan yıldız biçimli lüster çinide kartal, bir tavşanı sırtına oturup gagalarken tasvir edilmiştir.

Tavşan diğer örneklerde olduğu gibi başını geriye doğru atmıştır, gövdesinin üzerinde stilize kıvrımlar mevcuttur, ancak kartal ise biraz daha küçük tutulmuştur. Motiflerin etrafında ise bitkisel süslemeler mevcuttur. Çiniler arasında fantastik figürlerden sonra en sık rastlanan motif tek başına ya da karşılıklı kompozisyon halinde verilmiş olan natüralist kuşlardır.

Anadolu Selçukluda yaygın bir kullanım alanı olan kartal’ın mimari’de süsleme unsuru halinde kullanıldığı gibi farklı uygulama alanı da bulunmaktadır. Günümüze çok örneği ulaşmayan Selçuklu kumaşlarında da kartal figürünün kullanıldığı düşünülmektedir.

Ayrıca yine sikkelerde de yapı süslemesinde olduğu gibi kartal kullanımı bulunmaktadır. Aydın Müzesinde yer alan sikkede bir yüzünde “Sene 615. Hısn-ı (Keyfa) (Hasankeyf)’te basıldı. Müminlerin emiri mam Nâsır (yardımcının önderi) faziletli hükümdar Artuk oğlu Mahmud, adil hükümdar Ebubekir.”  yazarken diğer yüzünde ise kartal figürü kullanılmıştır.
MESUT ÇELİK




[1] Gönül Öney,  Anadolu Selçuklu Mimarisinde Avcı Kuşlar, Tek ve Çift Başlı Kartal. Malazgirt Armağanı, s.35
[2] Öney, a.g.e. s.39