İZMİR'DE KAMU YAPILARI

Vilayet Konağı 19. Yüzyıldan itibaren oluştuğu bilinen Konak ve çevresindeki kamusal mekânın başlangıcı İzmir’in ünlü ayan ailesi Katipoğulları’na uzanmaktadır. 18.yüzyılın başından itibaren varlığı kaynaklarda belirtilen aile, yüzyıl içinde giderek güçlenmiş ve İzmir’in yönetiminde en etkili odaklardan birisi olmuştur. Konak meydanı olarak bilinen meydana adını veren yapı, Katipoğlu ailesinin konağıdır. Konağın arka tarafında küçük bir Türk Mezarlığı olan Sulu Mezarlık, meydanın denize doğru ucunda ise Yalı Cami yer almaktadır. Hükümet konağı, mimari özelliğinden çok, Kurtuluş savaşındaki ve İzmir’in kurtuluşundaki yeri ile önemli tarihi bir yapıdır. 1970 yılında yanan konak, 1980’den sonra orijinaline yakın tekrar inşa edilmiştir[1].

1926 yılında Kazım Dirik’in isteği üzerine yapılan Devlet Tiyatrosu, I. Ulusal Mimarlık dönemi üslubunda yapılan binanın mimarı Necmettin Emre’dir. 1972’de Türkocağı, 1932’de Halkevi olarak kullanışmış, 1957 yılında Sabri Süphandağı’nın girişimi ile Devlet tiyatro sahnesi şekline dönüştürülmüştür.


Milli Kütüphane, İttihat ve Terakki Fırkası’nın çabalarıyla 1912 yılında, kültürlü Türk gençlerinin yetiştirilmesi amacıyla Salepçizade Konağının selamlık bölümünde hizmete girmiş, 1922’de günümüze ulaşan yapının inşasına başlanmış 1933 yılında tamamlanmıştır.  Mimar Tahsin Sermet Bey tarafından Neo-klasik tarzda hazırlanmıştır. 1980’den sonra Devlet Opera ve Balesi’ne verilmiştir.

İzmir’in ilk Müslüman hastanesi olarak 1851 yılında kurulmuştur. Zaman içinde yetersiz hale gelen hastaneye 1897 ve 1903 yıllarında eklemeler yapılmış, bugün Kadın Doğumevi olarak kullanılmaktadır. Günümüzde Etnografya Müzesi olarak kullanılan yapı; 1831 yılında vebalılar için St. Rock hastanesi olarak inşa edilmiştir. Neo-klasik özelliklere sahip yapıda Bizans mimarisinin etkileri de görülmektedir[2] 


. Eski Gümrük Binası (Konak Pier), 1854 yılında tamamlanan yapı, taş söveleri, çatı parapeti ve bina aksındaki süslemeleri, dairesel yontulmuş köşe taşlarıyla özenli bir cepheye sahiptir. Tek katılı olarak inşa edilen yapıya 1860 ve 1900’lerin başında eklemeler yapılmıştır[3].




19. yüzyılda Avrupalıların İzmir limanı ile ard alanı arasındaki ticareti kolaylaştırmak için giriştikleri demir yolu yatırımının bir parçası olan Basmane Tren Garı. 1856’da İzmir- Aydın hattı imtiyazının İngilizlere verilmesiyle yapımına başlanan tren garı plan çözümünde işlevselci anlayış, cephelerde ise alınlık, plaster, kesme taş vb. öğelerinde kullanıldığı Batılı tarzda inşa edilmiştir. Üç bölümlü, simetrik ve ana girişin yer aldığı orta bölüm yüksek tutulmuş, kırma çatı ile örtülmüştür. Yapı programında bekleme salonu, peronlar, idari ofisler gibi birimlerin yanı sıra yatakhane ve atölyelerde bulunmaktadır[4] 
.
Basmane Polis Karakolu; 1914 yılında dönemin valisi Rahmi Bey tarafından yaptırılmıştır. Yığma tekniğinde yapılan binada batılı ve oryantalist üsluplar bir arada kullanılmıştır. Bu özellikleri en çok yapının giriş cephesinde görmek mümkündür. Simetrinin hâkim olan cephede giriş açıklığı vurgulanmış, iki yanında yer alan sivri kemerli çift pencereler de yapıya hareket kazandırmıştır. Cephe üstte üçgen bir alınlıkla son bulmakta ve alınlığın ortasında at nalı kemerli üç açıklık dikkati çekmektedir. Bu kemerli açıklıklar cephedeki diğer açıklıklara göre dar ve alçak tutulmuştur. Yapıda Bursa kemeri, süslemeli konsollar Osmanlı geleneğinde yapılmıştır[5].


 1878 yılında İzmir ekonomisini güçlendirmek amacıyla yapılan Pasaport İskelesi, kuzey mendireğinde karantina, fenerler, posta ve telgraf idaresi ile Pasaport ve balıkhane binaları, batı mendireğinde gemiler için kömür depoları, güney mendireği üzerinde de gümrük depoları olarak inşa edilmiştir. Köşe ve söveleri taştan, kirişleri demirden ve diğer kısımları tuğladan yapılmış kâgir bir yapıdır. 1922 yılında İzmir yangınıyla yanmış harap olmuştur. 1923 yılında tekrar yapımına başlanmış 1926 yılında tamamlanmıştır[6].









[1] İnci Kuyulu, “İzmir’de Cumhuriyet Dönemi Mimarisi”, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Dergisi X, İzmir, 1998, s.91–100.
[2] Kuyulu, a.g.e. s.94
[3] Kuyulu, a.g.e. s.98
[4] Münir Aktepe, “İzmir yazıları”,  İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayınları, İzmir, 2003, s.44
[5] Aktepe, a.g.e. s.63
[6] İnci Kuyulu, “İzmir’de Osmanlı Dönemi Yapıları”, XIII. Türk tarih Kongresi, Ankara, 2002, s.1187
[7] İnci Kuyulu, “İzmir’de Cumhuriyet Dönemi Mimarisi”, Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Dergisi X, İzmir, 1998, s.91–100