100 YILLIK SERÜVEN - II / A CENTURY OF ADVENTURE - II

Farklı medeniyetlere ev sahipliği yapmış topraklar; Anadolu.
Zengin tarihi mirasıyla adeta açık hava müzesi.

Olumsuz hava koşullarına, depremlere, sel ve felaketlere  rağmen günümüze ulaşan tarihi kültür miraslarımızın ikinci serisini sizler için seçtik. Egenin incisi İzmir'den, zamanın başkenti İstanbul'a, şehzade kenti Manisa'dan güneydoğunun güneşi Diyarbakır'a ve Güller diyarı, Hamit-eli Isparta ve yeşil Bursa...
Keyif almanız dileğiyle...

Some cultural assets, all kinds of adverse weather conditions, earthquakes, flood and disaster despite have survived. We compared the current photo with photos of a centuries-old cultural heritage. 
İzmir,İstanbul,Manisa,Diyarbakır,Isparta and Bursa's photos. 

Wish you to enjoy...


İzmir, Şadırvanaltı Camii, kendi adıyla anılan semtte çarşı içinde yer almaktadır. Kâtib Çelebi’nin Cihannümâ’sında Ulucami ve Niflizâde Camii, Evliya Çelebi’nin Seyahatnâme’sinde Bıyıklıoğlu Camii diye geçer (Aktepe, TED, sy. 4-5 [1974], s. 139-140). XVII - XIX. yüzyıllar arasındaki çeşitli vakıf kayıtlarında yapının adının Şadırvan Camii olarak kaydedildiği ve Kanûnî Sultan Süleyman vakfına aidiyeti tesbit edilmiştir



























İzmir Konak Saat Kulesi, Sultan II. Abdülhamit in tahta çıkışının 25. yılında eski sadrazamlardan ve İzmir Valisi Kıbrıslı Kamil Paşa tarafından H.1307 (M.1901) tarihinde yaptırılmıştır. Saat Kulesinin kaidesi beyaz mermerden, diğer bölümleri kesme taştan yapılmıştır. Dört basamaklı, haç biçiminde bir platform üzerinde 25 m. yüksekliğinde, sekizgen kaideli ve dört katlı bir yapıdır. Buradaki sekizgenin dar kenarlarında dörder küçük sütun üzerine oturan sebillere yer verilmiştir. Bu sebiller at nalı kemerli olup, baldeken biçimindedir





Yerebatan Sarnıcı, İstanbul’un en büyük kapalı sarnıcı VI. yüzyılın ortalarına ait Bazilika Sarnıcı’dır (Yerebatan Sarayı). 140 × 65 m. boyutlarındaki sarnıcın tonoz örtüsü 336 sütunla taşınır.




Bozdoğan (Valens) Su Kemeri, ilk yapılışı hakkındaki bilgiler kesin değildir. Roma İmparatoru Hadrianus zamanında 123 yılına doğru İstanbul’da birtakım su tesislerinin yapıldığı bilinmekte, fakat Bozdoğan Kemeri’nin bunlarla ne derecede ilgili olduğu açık şekilde anlaşılmamaktadır. I. Constantinos tarafından şehir 300’de yeniden kurulduktan sonra tesisler de yenilenmiştir. Genellikle kemerin Valens (364-378) tarafından yaptırıldığı kabul edilir ve bu sebeple “Valens su kemeri” adıyla da anılır. Belki Hadrianus tesislerinden de faydalanılarak 368-378 yılları arasında doğu tarafındaki ucuna, şimdiki İstanbul Üniversitesi merkez binası bahçesinin olduğu yerde, praefectus (belediye başkanı) Clearchus tarafından “Nymphaeum majus” veya “Mymphaeum maximum” olarak adlandırılan büyük bir başhavuz ve çeşme binası yaptırılmıştır. Bozdoğan Kemeri’nin yapımında, bir ayaklanma denemesinden dolayı cezalandırılan Khalkedon (Kadıköy) şehrinin surlarının yıktırılması suretiyle elde edilen malzemeden faydalanıldığı yolundaki iddiayı destekleyen inandırıcı bir dayanak yoktur. Kemerin Hadrianus ve daha sonra I. Theodosius (378-395) tarafından yaptırılan şehir dışı su tesislerine bağlandığı muhakkak olmakla beraber bu şebekenin genellikle sanıldığı gibi Belgrad orman bölgesinden değil batı tarafındaki sulardan beslendiği anlaşılmaktadır.


Basmane Garı, projesi Eiffel kulesinin ünlü Fransız Mimarı Gustave Eiffel tarafından çizilmiştir. Aynısı Fransa lyon'da yine gar olarak hizmet vermektedir. 1922 büyük İzmir yangınında hasar görmüş, aslına uygun restore edilmiştir.




























Isparta İdadisi, yapı 1276/1860 yılında rüştiye olarak açılır. 1902’de altı sınıflı liva idadisine dönüşmüştür. 1912’de ahşap malzemenin dayanıksızlığı ve ihtiyaca cevap verememesinden dolayı, bina yıkılarak üç katlı kâgir olarak inşa edilir. 1914’te, malzemenin dayanıksızlığı ve depremde hasar görmesi sonucunda üçüncü kat yıkılarak iki katlı hale getirilmiştir. Günümüzde yapı, Halk Eğitim Müdürlüğü eğitim binası olarak hizmet görmektedir.




Galata Kulesi, İstanbul'un en eski ve en güzel kulelerinden biri olan kuleBizans İmparatoru Justinianus'un hükümdarlığı sırasında 528 yılında inşa edilmiştir. 13. Yüzyılda Cenevizliler tarafından kullanıldı. Kule yerden 61 metre deniz seviyesinden 140 metre yüksekliktedir. Çapı 8.95 metre ve duvar kalınlığıda 3.75 metredir. 



Çemberlitaş sütunu, 330 yıllarında İmparator I. Konstantin onuruna, İstanbul'un yedi tepesinden biri olan ve şu anki adıyla Çemberlitaş olarak adlandırılan semtteki tepeye dikilmiş olan anıtsal sütundur..Sütun her biri 3 ton ağırlığında ve 3 metre çapında olan bileziklerle birbirine bağlanmış toplam 8 adet sütun ve bir kaidenin üst üste konulmasıyla oluşturulmuştur.




Osmanlı Devleti'nde Avrupa tarzında modern bir üniversite kurma girişimleri 1846'da başlamıştır. 1863, 1870 ve 1874'teki başarısız denemelerden sonra nihayet II. Abdülhamid'in fermanıyla 31 Ağustos 1900'de Darülfünûn-ı Şahane adı verilen ilk üniversite açılmıştır. İstanbul Üniversitesi, işte bu kurumun doğrudan devamıdır.


Bursa
Diyarbakır Ulucamii. avluya bakan cephesinde sağda pencere üzerinde yer alan çiçekli kûfî kitâbesine göre Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah’ın emriyle 484’te (1091) yaptırılmıştır. Yapının aslı şehrin müslümanlar tarafından fethinden sonra kiliseden çevrilen bir camidir. 509 (1115-16) yılındaki deprem ve yangın yapıya büyük zarar vermiş, bunun üzerine tamamı yeniden inşa edilmiştir. Yapıda bir kısmı tarihli olmak üzere çok sayıda kitâbe mevcuttur. 

Bunlardan caminin yeniden inşa edildiği Büyük Selçuklu ve İnaloğulları devrine ait, tarihleri yazılı beş kitâbe şunlardır: Avlunun batı cephesinin alt katında 511 (1117-18), üst katında 518 (1124) tarihli kitâbeler, caminin avluya bakan cephesinde doğuda 550 (1155) tarihli, avlunun doğu cephesinde 557 (1162) tarihli kitâbeler. Minarede de 550 (1155) tarihli bir kitâbe bulunmakla birlikte bunun daha sonraki bir tamirde konduğu tahmin edilmektedir. 
İnaloğulları devrine ait biri avlunun doğu kapısı kemeri üzerinde, diğeri avlu girişinde pencere üzerindeki iki sütun arasında tarihsiz iki kitâbe daha vardır. Caminin Mimar Muhammed b. Selâme tarafından yapıldığı tahmin edilmektedir. Avlunun doğusundaki iki kitâbede ise Mimar Hibetullah el-Gürgânî’nin adı geçmektedir. Uzun süren bu yeniden inşa aşamasından sonra yapı 735 (1334-35), 874 (1469-70), 935 (1528-29), 1124 (1712), 1266 (1850) ve 1304 (1886-87) tarihleri başta olmak üzere pek çok defa tamir görmüştür







.
Aya İrini Kilisesi,4. yüzyılda inşa edilen Aya İrini Kilisesi, 532 yılında geçirdiği yangın sonrasında Doğu Roma İmparatoru Justinianus tarafından 548 yılında yeniden yaptırılmıştır. Üç nefli bazilikal planlı yapı, ana mekân (naos), narteks (giriş) ve atrium (avlu) olarak üç bölümden oluşur. Apsis yarım kubbesinde altın yaldızlı mozaik zemin üzerine geniş kollu bir haç, apsis kemerinde Tevrat’tan alınmış “yeryüzünde yaptığı güzel icraatla cennet mekânına yükselişini sağlayanın adı Tanrı’dır” anlamına gelen bir yazı bulunur

Büyük Mecidiye Camii olarak da bilinen yapı Ortaköy İskele Meydanı’nın kuzey ucunda yer almaktadır. Daha önce caminin bulunduğu yerde 1133’te (1721) Vezir İbrâhim Paşa’nın damadı Mahmud Ağa’nın yaptırdığı bir mescid vardı. Bu yapı, muhtemelen 1740’larda Mahmud Ağa’nın damadı Kethüdâ Devâtdâr Mehmed Ağa tarafından yenilenmiştir. Hadîkatü’l-cevâmi‘de, Kethüdâ’nın yaptırdığı binanın “bir şerefeli minare ve mahfel-i hümâyun ve bütün levâzımatıyla sâhil-i deryâda inşa edildiği” belirtilmektedir. Bugünkü yapı, giriş kapısı üzerinde yer alan Zîver Paşa’nın yazdığı kitâbeye göre 1270’te (1854) Sultan Abdülmecid tarafından inşa ettirilmiştir.


Manisa Muradiye Camii, XIX. yüzyılın başında buraya bir kütüphane binası da eklenmiştir. Kapısının üzerinde ve iki yanında yer alan kitâbelere göre yapımı Muharrem 991’de (Şubat 1583) III. Murad tarafından başlatılan caminin inşası Zilhicce 994’te (Kasım-Aralık 1586) tamamlanmış, diğer birimlerinin inşası 1001 (1593) yılına kadar sürmüştür. 1099 (1688) depreminde zarar gören külliye onarıldıktan sonra 1780, 1782-1786 yıllarında da ciddi bir tamir geçirmiş, 1819’dan sonra ve 1952-1964 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir.  Cami. Enine dikdörtgen planlı yapının merkezî kısmının üzeri 10,80 m. çapında bir kubbe ile, bunun iki yanındaki (doğu ve batı) bölümler ise yarım çapraz tonozlarla örtülüdür. Mihrap kısmı güneydoğu cephesinden ileri doğru taşkınlık yapan, üzeri yine bir yarım çapraz tonozla örtülü enlemesine bir mekândır. Beş bölümlü son cemaat yerinin ortası aynalı tonoz, yanları ise kubbe ile örtülmüştür. Altı sütunlu bu revak etrafı duvarla çevrili şadırvan avlusuna açılır.