Eikon-ikon-ikona
İkona, batı kilisesinden doğu kilisesini ayırır. Bizans
sanatında İkona’dan daha karakteristik olgu söz konusu değildir.
Eikon :
İkona teriminin Sanat Tarihinde ki karşılığı kökenini oluşturan Yunanca ‘eikon’
un içeriğinden çok daha dardır. Yunanca ‘eikon’ yontular ve sadece zihinsel
imgeler de dahil her türlü imgeyi içerir. Sanat Tarihinde ki ‘ikona’ terimi ise
kült amaçlı ibadete mahsus kutsal bir konunun ahşap levha resmidir.
İmge :
Duyularla algılanılan nesnel dünyanın insan bilincine yansıması sonucu ister
somut, ister zihinsel olarak yeniden tasarlanmasıdır. Felsefe tarihinde bilgi
kavramı imge’yi ilk bilgi olarak kabul etmiştir.
-
İkonaların fazla olma sebebi
taşınabilir olmasından dolayıdır.
-
Belli dönemlerde ahşap üzerine
boya yerine, mozaik de yapılmıştır. Taş ve mermer üzerine olan örneklerde
vardır.
-
Az sayıda da olsa değerli
malzemelerden yapılanlarda vardır.
-
Çini den yapılmış olanları da
vardır. Bizans sanatında 10. ve 11. yy da sadece beyaz hamurlu üretilmiş
çiniler vardır. Bizans sanatında çini çok az kullanılmıştır.
-
Fildişinden yapılmış ikonalar
vardır.
-
İkonalara daha çok kadınlar sahip
olmuştur. Yasak olan dini evlerinde yaşayabilmek için kadınlar çok
ilgilenmiştir. Bu yüzdendir ki ikonaklazma dönemini imparatoriçe Eirine nın kapatmış olması bir tesadüf değildir.
-
İkonalar genellikle dikdörtgen
levhalardır. Çoğunlukla tek levhadan oluşur. İki levhadan oluşana
‘DİPTİKON’, üç levhadan oluşana
‘TRİPTİKON’, yuvarlak olanlara ise ‘KLİPEİS’ denir.
-
Bunların yanında tek bir levhadan
yapılmış ancak her iki yüzü betimlenmiş çift taraflı kullanılan ikonlarda
vardır. Çift taraflı kullanılan ikonlara ‘BİLİTERAL’ denir. Bu çift taraflı
kullanılanlar geçitlerde kullanılır.
-
İkona yapmak için genellikle sert
ve dayanıklı olan meşe, gürgen ve ceviz ağacı tercih edilir. Ahşap önce kat kat
tutkallanır. Tutkal kuruyup sertleştikten sonra sünger tasıyla perdahlanarak
pürüzsüz bir yüzey elde edilir. Bu yüzey daha sonra tutkalla karıştırılan alçı
ile sıvanır. Çoğu zaman tutkalla beraber tahtanın üzerine keten bezi
yapıştırıldıktan sonra alçı sürülür.
Tempera : Karışmak anlamına
gelir. Bir resim yapma tekniğidir.
Enkaustik: Sıcak balmumunun boya
pigmentleri ile karıştırılarak oluşturulan bir resim tekniğidir. Tempera ya
göre daha sık kullanılır.
Gypsum = Alçı
-
İkonaların kökeni 6. yy dan çok
daha öncelere gider. Eski Ahit’in imgelere tapınılmasını yasaklamasına rağmen
apokrif, ‘’Yuhannes’in İşlevinde’’ İncilci Yahya’nın betimlediği bir ikona’ya
M.S. 200 gibi erken tarihlerde özel yaşamdan tapınıldığından söz edilmektedir.
İKONALARIN PAGAN KÖKENLERİ

-
Ailenin sağlık ve yayılımını
garanti altına alan bereket tanrılarının yanı sıra Domestük ibadette kişilerin
bu eve gelecek dünyada ki ehemmiyetini sağlayan askeri tanrılara da
tapıyorlardı. Bu kategori de Heron en gözde tanrıydı. Bugün Brüksel de Sanat ve
Tarih müzesinde bulunan levha’da Heron’a Suriyeli bir tanrı eşlik etmektedir.
Her ikisi de askeri kıyafetlidir. Heron bir kılıç ve mızrak tutmaktadır. Tüm
kötülükleri yok etmek için göğsünde gorgon bulunmaktadır. Suriyeli tanrı çift
başlı balta ve bir kobra’nın dolandığı mızrak tutar. Heron’un gerisinde küçük
bir zenci hizmetçi, karşı köşesinde ise olasılıkla ikonun sahibi olan bir
kadına yer verilmiştir. Figürler durağan ve cepheden verilmiştir. Anatomilerine
ve uzaysal konumlarına en az dereceden önem verilmiştir. Klasik resimler
figürlerin kendi aralarında bir öyküyü sergilediği bir çeşit sahne ortaya
koyarken bu figürler onları izleyenlerin tepkisini arar ve izleyiciyi angaje
eder. Anlatımın yerini göz teması alır.
-
6 . ve 7. yy dan günümüze çok az
ikon ulaşmıştır.
-
Erken hrıstiyan ikonalarının çoğu (6.yy)
benzer bir estetiğe sahiptir.
-
İsa ve aziz menas ikonasında çerçeve ayrıca
çakılmaksızın boya ile oluşturulmuştur.
-
Tempera tekniklidir.
-
Figürlerde aynı bodur orantılar
durağan pozlar dikkat çeker.
-
Sanatçı burada Nil manzarası
olarak portakal rengi bir çöl göğü ve nefdi eşi dağlardan oluşan bir arka fon
yapmıştır.
-
Fakat figürler bu manzaranın bir
parçası değildir.
-
Manzaranın önünde durmaktadırlar.
-
Aziz Menas resmin çerçevesi
üzerinde de adeta izleyicinin mekanına adım atmıştır.
-
Konturlar koyu siyah çizgilerle verilmiştir.
-
Philanthropos İsa (insansever İsa)
kolunu sanki cennete kadar eşlik ediyormuş gibi manastır baş rahibi Menas’ın
omzuna atmıştır.
-
İsa sol kolunda İncil taşıyor.
-
Sağ ve sol üst köşelerde kim
olduklarını belirten yazılar vardır.
AZİZ PETRUS İKONASI
-
Diğer 6. yy ikonaları ise eski
Roma portre sanatı geleneğini gizleyerek bambaşka hava sunmaktadır.
-
Azize Katerina manastırında ki
Aziz Petrus ikonasında havari, sağ kolu kıyafetinin askısında sarılı bir klasik orato.
-
Hatip gibi giyinmiştir.
-
1. Havari olarak mevkisinin ve
martirliğinin haçını tutar.
-
Kendisine güven duyarak yarım
daire bir nişin önünde durur.
-
Hem niş hem figür soldan gelen bir
ışıkla kuvvetlice gölgelendirilmiştir.
-
Başın hafif yana dönüklüğü
birbirine eş olmayan gözler ve kırmızı renk beniz yüze canlılık katmıştır.
-
Enkaustik tekniği (balmumu) yani
pigmentler tercih edilmiştir.
-
Bu teknik Roma Portre resimlerinin
tercih edilen tekniğidir ve en iyi örnekler Fayyum daki mumya maskelerinde
görülür.
-
Balmumundaki ışık geçirgenliği
yüzdeki renklere ve günümüzdeki yağlı boya ya benzeyen bir parlaklık
vermektedir.
-
Yarı boy figürlerde Roma portre
sanatının tipik bir özelliğidir, tıpkı tam boy figürler pagan ikona sanatının
bir özelliği olduğu gibi.
KUTSAYAN İSA İKONASI
-
Aziz Petrus’un portreleri blok
şeklindeki yüzü, gri saçı ve kısa sakalıyla oldukça uyumluluk göstermesine
karşılık İsa’nın erken betimleri
farklılıklar göstermektedir.
-
1. Tip ‘’ Zeus-seraphis-sukos geniş alın, uzun saç ve tam sakallı’’ 2.tip
kısa ve kıvırcık saçlıdır.
-
1. Yüz tipinin en iyi örneği
kutsayan İsa ikonasıdır.
-
Mumya ve Mask portrelerinde olduğu
gibi İsa’nın sol kaşı daha yüksek bir yay çizer ve bıyığıda kıvrıktır.
-
Bir nişin önünde durmaktadır ve
hafif sağa dönüktür ve böylece sol omuz sağ omzundan hafifçe daha yukarıdadır.
-
Tasvirin Roma portre sanatına
unsuru ebadıdır.
-
İsanın doğasında insanüstü olduğu
mesajı verilmektedir.
TAHTTA OTURAN TANRI ANASI VE AZİZLER İKONASI
-
Bereket tanrısı İsis gibi Meryem
‘de yüksek arkalıklı ve minderli tahtta oturur.
-
Tüm figürler halelidir.
-
Fakat teknik pırıl pırıl insan eti
renklerinde zengin karışımlı enkaustiktir.
-
Portre tipi ışıklandırma figürler
için bir çeşit mekansal raf yaratır.
-
Melekler yukarıdan tanrı anasının
üzerine nur döken tanrının eline bakmak üzere boyunlarını çevirmiştir.
-
Bu durumda Bizans ikonası pagan
ikona tarzını Roma’lı din dışı portreciliği ile evliliğini temsil etmektedir.
-
Hıristiyanlar için portre unsuru
imge tapınımlarını rasyonelleştirmek için çok çok önemliydi.
-
Ancak pagan ataları için önemli
değildi.
İKONALARIN İTİBARININ
GERİ VERİLMESİ
-
İmparatorluğun resmi ikon kırıcı
politikasının yenilgisi halkın dinsel uygulamasının resmi politikaya karşı
zaferini temsil etti.
-
Theodora ve patrik Methodios bu
olayı 11 Mart 843 günü Blakherna kilisesinden Ayasofya ya kadar ikona geçiti
ile kutladı.
-
Bunun ardından Theodora’nın oğlu
3. Michail İsa’nın imgesini Khalke kapısına, taht kapısına ve altın sikkelere
geri koydurdu.
-
867 de ortak imparator 1. Bazileus
la birlikte apsis’te tanrı anası ile başlayarak tek başlarına bir dizi boydan
aziz mozaik ikonaları ile Ayasofya’nın dekorasyonuna tekrar başladı.
-
Böylece Ayasofya’nın ilk
programında tek tek azizlerin mozaik ikonaları ana konuydu.
-
Tüm imparatorluktaki kiliselerin yeniden
dekorasyonu için örnek oluşturdu.
-
İkona kırıcılıktan sonraki dönemde
ikonaların gelişimi için en önemli yer templon oldu.
-
Templon kolonadı üzerinde sürekli boyalı bir
kiriş üzerinde öykücü ikonalar kullanılmaya başlandı.
-
Öykücülük ikona repertuarına yeni
bir atmosfer kazandırdı. (öykücü ikonalar, ikona kırıcı dönemde nadirdir.)
-
Templon üzerine öykücü ikona seti
yerleştirilmesi ikonaların litürjinin resmi kültü ile birleştirme çabasını
temsil eder.
-
İkona setinin amacı İsa’nın insanoğlunun
kurtuluşu için attığı adımları okunaklı bir dizi şeklinde sunmaktır.
-
Öykücü setin yanı sıra yine bu
dönemde büyük Deisis denilen templon kirişi de kullanılmaya başlandı.
-
Setin merkez biriminde Deisis
kompozisyonu vardı.
-
Bu sette ayrıca İsa’nın en yakın
havarileri olarak Petrus, Paolos ve diğer havariler, azizler ve melekler
hiyerarşik olarak yer alabilirler.
AZİZ NİKOLAOS İKONASI
-
9. ve 10. yy lar dan az sayıda
ahşap levha ikonası vardır.
-
Teknik temperadır.
-
Arka fon mekanı reddeden altın
varaktır. Yarım boy
-
Aziz resim düzlemine yakın çok sığ
bir mekanı/uzayı kaplamaktadır.
-
Dirsekleri çerçevenin tam
köşelerine oturmaktadır.
-
Yüzün yumuşak gölgelendirmesinde
ve kafanın hafif dönüklüğünde hala eski portre sanatından bir şeyler vardır.
-
Ancak duyum uzaktır.
-
Duruşta sabitlik, hareketsizlik
vardır.
-
Orta Bizans ikonalarının izleyeceği
yol budur.
- Öykücü bir setin elimizdeki en erken tarihli fragmanıdır.
- 10. yy a ait ayak yıkama ikonasıdır.
- Öykülenen an İsa’nın son akşam yemeğine hazırlanırken
öğrencilerinin ayaklarını yıkaması sırasında Petrus ‘un coşku ile ‘’Tanrım
yalnızca ayaklarımı da değil ellerimi ve başımı da dediği andır.’’
- Odadaki mekanın ayrıntıları ve diğer öğrencilerin tepkileri İsa
ve Petrus arasında ki kişisel karşılaşmanın gerisinde kalmıştır.
ÜÇ KISIMDAN OLUŞAN KİRİŞ
-
Şimdi bölünmüş bir halde bulunan
elimizdeki en erken tarihli kiriş.
-
12. yy a tarihlidir.
-
12 farklı konu içerir.
-
Müjde, doğum, mabede takdim,
vaftiz, başkalaşım, lazarus’un dirilişi, göğe yükseliş, pentakost ve koimeisis
.
-
Ayak yıkamada olduğu gibi her
kompozisyon okunurluğu en üst düzeye çıkarmak amacıyla amblamatik basitliğe
indirgenmiştir.
-
Konstantinapolis’in en sevilen ve
en çok seyahat eden ikonasıdır.
-
İmparatoriçe Eudokia tarafından
Filistin’den getirilen ve Türklerin ele geçirilmesi sırasında kaybolan bu ikona
aynı zamanda en çok taklit edilen ikonadır.
-
Bu kopyalardan biri 1060 yılı
civarında imparator Yuhannes Komnenos ve karısı tarafından tanrı anası
Pammakaristos Manastırı için yapılmıştır.
-
Ahşap üzerine mozaik tekniği
uygulanmıştır.
-
Bugün İstanbul Fener Rum
Patrikhanesinde bulunur.
-
Tempera tekniği ile yapılmıştır.
-
Birkaç kaynak ikonaların savaşlara
da gittiğini belirtmektedir. Ancak çok az sayıda günümüze ulaşabilmişlerdir.
-
Bunlardan birisi Venedik St.
Marco’da bulunan Nikopois, zafer yapıcı tanrı anası ikonasıdır.
-
İkonanın çerçevesi de dönemin
maden işçiliği ve bezeme tarzını yansıtıyor.
-
12. yy a ait çizgisel üslupta
yapılmış bu zarif resimde Meryem, frontal duruşu ile kucağında çocuğunu
(isa’yı) taşımaktadır.
-
1204 deki haçlı saldırısında
imparator V. Alexios bu ikonayı kentte gezdirmiş ancak hem ikona hem de
imparator esir düşmüştür.
-
Venedikliler bu zaferi onlara bu
ikonanın vermesini kanıt göstermiş ve Venedik buna saygı göstermiştir.
-
Tempera tekniği ile yapılmıştır.
-
Bugün Moskova’da muhafaza
edilmektedir.
-
1130’a tarihlendirilmektedir.
-
Bu ikonada çocuk annesini sevgi
ile öper ve kolunu boynuna dolar.
-
Ne var ki annesinin daha koyu renkli
yüzü derin bir melankoliyi ifade eder.
-
Uzaklara dalan bakışı ve çatılmış
kaşlarıda acı dolu kaderinin bilincinde olduğunu yansıtıyor.
-
Elousa, (Merhametli Meryem)
denilen bu tip Komnenoslar hanedanının da gözde tasvirlerinden biriydi.
-
İkona, Konstantinapolis’ten Kiev’e
muhtemelen 1131 yılı civarında getirilmiş 1155 de Vladimir’e götürülmüştür.
-
Burada Odegetria’nın başkente
oynadığı role benzer, Rus devletinin baş palladium’u olmuştur.
-
1395 de Moskova’ya götürülen
ikonanın ardı arkası kesilmeyen Moğol istilalarına karşı kenti koruduğuna
inanılmıştı.
GEÇ BİZANS DÖNEMİ İKONALARI
13. yy’da
ikonaların önemi daha da artmış görülür. Küçük boyutta mozaik ikonalar
yoğundur. Betimlenen sahneler ve sahnedeki figürler artmaya başlar. Geç dönemde
Constantinapoliten, Doğulu ve Batılı olmak üzere üç gelenek vardır.
Constantinapoliten Gelenek: Zarifliği ve
ürünlerin çok iyi tanımlanmış figürleriyle dikkat çeker. Renkler çok
kontrastlıdır. Ancak renkler kendi içlerinde çok ince karışımlıdır. Eserler iyi
verniklidir.Konu ve kompozisyon olarak önemli derecede hareket vardır.
ikonalardaki mimari arka fonlar figürlerin idealize karakterlerini renklendirme
erken dönem resimlerine benzer. Geç 12.
ve 13. yy larda mavi, açık mavi, açık leylak rengi uygulaması başlar. Beyaz renkle
ışık, düz yüzeyde kıvrımla ince beyaz paralel beyaz çizgiler tipiktir. 14. yy da beyaz köşeli kırık çizgiler halinde
çok çarpıcıdır. Narin yüzler ufak yüz hatlarına sahiptir.
Batılı Gelenek: Kıbrıs, Balkanlar, Batı
Yunanistan’da belirgindir. İkonografi uslup ve renklerde temel olarak renkler
taşır. Makedonya batısı kahve, zeytin yeşili, toprak renkleri ile uygulama
vardır. Koyu sarı renk altın yaldız yerine kullanılır. Yüz ifadelerinde beyaz
renk ince paralel çizgilerin kullanılması tipiktir.
Doğulu Gelenek: Doğu, Anadolu ve
Suriye’yi kapsar. Ama Kafkaslar, Güney ve Kuzey Rusya’yı da etkilemiştir. Kalın
motifler primatif çizim ancak enerjik ve ifade yüklü anlatım ve ikonografiyle
ayırt edilebilir.
Bunlarda İlginizi Çeker,